Birçok kurama ve araştırmaya temel oluşturmuş olan Gerbner’ın yetiştirme kuramı, bir televizyon programıyla geniş kitlelere ulaşmıştır. George Gerbner, arkadaşları ile birlikte 1967 yılında ‘Kültürel Göstergeler’ programında yetiştirme kuramını anlattı. Dönem özelliklerinden kaynaklı televizyonu kullanan Gerbner’ın asıl amacı, toplumu dünyada neler olup bittiğine dair uyandırmaktır. İzleyicilerin televizyon karşısında körelmelerini engellemek ve hayatlarına yenilik getirmelerini sağlamak için çokça çaba sarf etmiştir. Adından da anlaşılacağı gibi karşısındakini yetiştirmeye odaklı bir kuramdır.
Diğer yandan tüm bu çabalar aslında izleyenlerin davranışları üzerinden genel bir araştırma yapan projenin sürecini de kapsamaktaydı. Bu proje ile Gerbner, televizyonun etkileri üzerinden kültürel göstergeleri de açığa çıkarmış oldu. Gerbner’ın kuramı iki varsayım üzerinden birbiriyle bağlantılıdır.
- Toplumu etkisi altına alan kitle iletişim araçlarının (Proje başlangıcı televizyon) toplumun gerçeklik algısıyla mücadelesi
- Yine kitle iletişim araçlarının toplumun değerleri etrafından onu yetiştirmesine sahiptir.
Bu iki düşünce etrafından şekillenen ve diğer tüm kitle iletişim araçlarıyla toplumu yakından gözlemleyebilen bir kuramdır. Fikrinin ortaya atıldığı dönemlerde televizyon öne çıkmış olsa da günümüzde daha etkin olan farklı kitle iletişim araçları üzerinden de toplum değerlendirmesi yapmak mümkündür.
Yetiştirme Kuramı Detayları
Asıl adı ‘Kültürel Göstergeler Projesi’ olan zamanla projenin sonuçlarına bakılara ‘Yetiştirme Kuramı’ olarak ifade edilen bir nevi insan projesidir. Gerbner, televizyonun bir ‘insanlaştırma’ aracı olduğunu kabul eder. Evet, ilk duyumda hakaret algısı oluşturabilecek çok cesur bir ifade şeklidir. Ancak projenin kapsamında insanların kitle iletişim araçları üzerinden ne şekilde etkilendiği gözlemlenmektedir. İlerleyen süreçlerde de kitle iletişim araçlarının toplumda nasıl bir kültür oluşturduğuna dikkat eder. Bu detaylar çerçevesinde ilerleyen projenin sonuçlarına bakıldığında da insanlarda oluşturduğu kültür dikkat çeker.
Kendi çocukluğunuzdan ya da ergenlik, gençlik yıllarınızdan yola çıkarak da kendinizde bir değerlendirme yapabilirsiniz. Günümüzden birkaç yıl geriye gittiğimizde televizyonun hayatımızdaki yerinin çok daha fazla olduğunu hatırlayacaksınız. Popüler kanallar, sevilen programlar, kaçırılmayan diziler ve tekrar tekrar izlenen reklamlar derken farkında olmasak da televizyon hayatımızın büyük bir kısmını yönlendiriyordu. Günümüzde dijital platformlarda yerimizi almış olsak da halen televizyon kültürünü yaşatanlar vardır. Konuşma tarzınız, şakalarınız ya da ideolojileriniz toplumun büyük bir kısmı ile ortak noktalarda buluşuyorsa bu televizyon kuşağının bıraktığı bir yetiştirme tarzıdır.
Gerbner de tam olarak bu noktaya değiniyor. Siz farkında olsanız da olmasanız da televizyon karşısında geçirdiğiniz zaman sizi insanlaştırıyor. Peki, neye göre, kimi göre insanlaşıyoruz? Gerbner bu sorunun karşılığı için de televizyon kanallarından mesajı ulaştıran göndericileri sorumlu tutuyor. Televizyon iletişim öğesinde kanal ve toplum da alıcı konumundadır. Televizyondan aktarılan görseller, sesler ve yazılar da iletiyi temsil eder. Arka planda tüm bunları belirleyen ve yayını yönlendiren ise kaynaktır.
Yetiştirme Kuramının Yöntemsel Kullanımı
Gerbner, yetiştirme kuramını faaliyete geçirdiği projesini 3 aşamayla ifade eder. Bunlar:
- Kurumsal Süreç Çözümlemesi: Kitle iletişim araçlarına ulaşmadan önce hazırlanan metinlerin hangi ortamda, ne amaçla ve hangi bilgi birikimiyle hazırlandığının incelenmesidir. Güç ilişkileri, ihtiyaçlar ve kurumsal hiyerarşi göz önüne alınmaktadır.
- Mesaj Sistem Çözümlemesi: Kurumsal sürecin çözümlemesini yaparken sorumluların kendi çıkarları doğrultusunda bir metin hazırlığı yapıp, yapmadığına bakılmaktadır. Mesajın içeriği nedir, neleri kapsamakta, nelerden uzak durmakta? Tüm bu soruların cevaplarını alırlar. Ayrıca televizyon izlenme saatleri dikkate alınarak mesajın gönderildiği aralıkların sebepleri araştırılmaktadır.
- Yetiştirme Çözümlemesi: Televizyonu aktif kullanan ile kullanmayanlar arasında yapılan gözlemlerle sonuçlanır. Ayrıca televizyonun gönderdiği iletiler üzerinden dünya algısına, bakış açsına özgü sorularla tepkiler analiz edilmektedir.
Günümüzden Yetiştirme Kuramına Bakış
Gerbner, 1960’larda olmanın verdiği alternatifle televizyon üzerinden bir araştırma yapmıştır. Ancak araştırmasının adını ‘Kültürel Göstergeler Projesi’ olarak belirlemiş ve bu projeyi televizyon ile sınırlı tutmamıştır. Geleceğe yönelikte kullanılabilir bir proje olması günümüz teknolojilerine uyarlamamızı kolaylaştırır. Elbette Gerbner’ın yaşadığı dönemdeki televizyon popülerliği günümüzde etkin değildir. Fakat günümüzde kullanımı çok daha etkili olan internet ve dijital popülerliği söz konusudur. Öyle ki internetin son zamanlarda kazandığı ün, televizyon kullanımını azaltmakla kalmamış, televizyonu kendi formuna dönüştürmeyi de sağlamıştır.
Toplumun büyük kısmı özellikle genç kesimi, televizyon dizileri izlemek yerine internetteki dizi platformlarını takip etmektedirler. Hatta televizyon izlemedikleri gibi televizyondan da internete bağlanarak interneti kullanıyorlar. Sosyal medyalar ise hemen hemen günün her saatinde etkileşimde olunan platformlardır. İçerisine dâhil olunmasa da gelen bildirimlerle hızlıca etkileşime geçilmektedir. Televizyondan internete geçen kitle iletişim aracı için de toplumu televizyona göre çok daha fazla etkilediğini söyleyebiliriz.
Diğer yandan kitle iletişim aracı olan internete baktığınızda yüzlerce içerikle yenilense de her içeriğin öne çıkamadığını fark edeceksiniz. Bunun en temel sebebi ise doğru içeriğin oluşturulamamasıdır. Dijitalde herkes üretim yapabilir ama her üretim dijitalde kendini göstermeyi başaramaz. Özellikle SEO içeriklerle metinlerinin kalitesini artıran dijital pazarlama ajansları, dijitalde görünürlüğü yakalar. Eğer yetiştirme kuramını kullanmak, geniş kitlelere ulaşmak istiyorsanız önce işin uzmanına gitmelisiniz.
Kaynakça Makaleler;
Yetiştirme Kuramı: Anadolu Üniversitesi Fen Fakültesi’nde Yapılan Araştırma
George Gerbner’ın Yetiştirme Kuramına Özgün Bir Katkı: “Kamular Türkü Söyleyin”