Yeni hastalık türleri 21. yüzyılda teknolojinin gelişmesi ve dijitalin insan hayatında geniş bir yere sahip olmasıyla ortaya çıktı. Hayata ‘yeni’ dahil olan bu rahatsızlıklar dijital hastalıklar başlığı altında toplanmaktadır. Dijital imkanlar nedeniyle doğan hastalıklar temelinde kitle iletişim araçlarına ve internete olan bağımlılığın etkilerini taşır.
Bireyler dijitalin sunduğu hız ve bilgiye ulaşma kolaylığına alıştıktan sonra bu araçları abartılı bir biçimde kullanarak çeşitli davranış bozukluğu sergilemeye başlar. Dijitali hayatının odak noktası haline getiren ve gerektiği gibi kullanmayan kişilerde dijital kökenli hastalıklara rastlamak daha olasıdır. Bu hastalıklar;
- Dijital Demans
- Ego Sörfü
- Sanal Gerçeklik Hastalığı
- Nomofobi
- Netlessfobi
- Siberkondri
- Myspace Taklitçiliği
İnternet kullanan pek çok kişide ortaya çıkma ihtimali olan bu hastalıklar dijitalin yan etkileri olarak hayattaki yerini alır. Bu dijital hastalıklara yakalanmamak ve eldeki dijital imkanları yanlış kullanmamak adını gelin beraber bunların ne olduğunu öğrenelim.
Dijital Demans
Hafıza kaybı ile ilgili bir rahatsızlık olan demans, teknoloji ile buluşarak dijital hastalıklar arasındaki yerini aldı. Teknoloji kullanımın artması ile kendisini göstermeye başlayan bu rahatsızlık internette hemen hemen her bilginin bulunması nedeniyle ortaya çıkmıştır.
Kişilerin birkaç tıklama ile ulaşabilecekleri bilgileri akıllarında tutmayı tercih etmemesi dijital demans problemini oluşturur. Özellikle gençlerde daha sık gözüken bu durum akıllı cihazların ‘hafızalarının’ kullanılması nedeniyle artış göstermektedir.
Birmingham Üniversitesi’nden araştırmacı Maria Wimber’ın yürüttüğü çalışmalar sonucu çoğu kişinin ezber yapma yerine bilgisayar veya telefona başvurduğu kanıtlanmıştır. Uzun süreli bilgi birikiminin önüne geçen bu durum insanların belleğinde kalıcı bilgiye yer vermeyi tercih etmediği göstermektedir. Dolayısıyla dijital demans bir noktada kişinin seçimi ile ortaya çıkan bir hastalıktır.
Ego Sörfü
Çevrim içi narsisizm olan ego sörfü; kişinin kendi hakkında internette çeşitli sorgulamalarda bulunmasıdır. Kişinin itibarını korumak ya da internette kendini göstermek için yaptığı eylemler ego sörfü adı altında toplanır. Kullanıcıların kendileri hakkındaki tıklamalara yönelik gösterdiği eylemler bu dijital hastalığın kapsamına girer.
Sosyal medya platformlarında ya da herhangi bir internet ortamında kullanıcının yaptığı şahsi paylaşımları da düzenli olarak kontrol etmesi bu rahatsızlığın bir parçasıdır. Özel ya da genel yapılan paylaşımların amacından sapıp sapmadığını sık sık denetleyen kişiler sanal imajlarının güvende kalması için çalışır.
Sanal Gerçeklik Hastalığı
Dijital hastalıklar arasında fiziksel yan etkisi bulunan sanal gerçeklik hastalığı, cybersickness olarak da bilinmektedir. Sanal ortamlarda çok fazla zaman geçirmenin sonucuyla ortaya çıkan bu rahatsızlık, sanalın fiziki gerçeğe adapte olmasıdır. Dolayısıyla da bu durum sağlığı fiziksel olarak etkiler. Çoğunlukla dijital oyunlar ve simülatörler nedeniyle oluşan bu hastalık;
- Baş dönmesi
- Baş ağrısı
- Mide bulantısı
- Bitkinlik
- Kusma
- Terleme gibi durumlara neden olur.
Sanal gerçekliğin baskınlığına göre değişen bu hastalık kişiyi zihinsel olarak da etkiler. Gerçek ve kurgu arasındaki farkı algılayamayan kişi sanala maruz kaldığı sürece ‘gerçek’ tepkiler verir. Korku, heyecan gibi duygular özellikle sanal oyun oynayan kişilerde gözlemlenmektedir.
Hem fiziksel hem de psikolojik etkileri olan bu hastalık sanal ürünlerin daha az kullanılmasıyla önlenmektedir.
Dijital Hastalıklar: Nomofobi
Sanal kitle iletişim araçlarından uzak kalmanın doğurduğu endişe hali nomofobiyi ortaya çıkarmaktadır. Cep telefonu, tablet ya da bilgisayara ulaşamamak anlamına gelen bu fobi çoğunlukla kişinin akıllı telefonunun yanında olmamasıyla gerçekleşir.
Klinik psikolojisinde bu fobi; kişinin akıllı cihaz vasıtasıyla iletişim kuramama korkusu olarak tanımlanır. Bu korkunun temelinde ise telefon bağımlılığı vardır. Kişi akıllı cihazların sunduğu kolaylıklara ve eğlenceye alıştığı için bu cihazların yoksunluğu ihtimali dahi onu endişe duymasına neden olur. Bu korkunun belirtileri ise;
- Kişinin akıllı telefonunu yanından ayırmaması ve cihazın şarj aletini yanında taşıması bu fobinin en görülür belirtisidir.
- Nomofobi sahibi kişiler telefonun çekmediği bölgelerden uzak kalmak ister. Akıllı cihazları kullanamama ya da kaybetme ihtimali dahi kişinin tedirgin hissetmesine neden olur.
- Akıllı cihazların özellikle telefonun sıklıkla kontrol edilmesi belirtiler arasındadır.
- Bu fobiden muzdarip kişiler yüz yüze iletişim yerine sanal iletişimi tercih eder.
- Akıllı cihazların kullanımı için kişi gereğinden fazla harcama yapar.
Bu eylemleri sergileyen kişi nomofobi sahibi kabul edilir.
Netlessfobi
İnternetin hayatın bir parçası haline gelmesi bu korkunun temelini oluşturur. İletişim kurma, bilgiye ulaşma ve eğlenme amacıyla kullanılan internet sahip olduğu hız ile kullanıcıların vazgeçemediği bir araç halini almıştır. Dolayısıyla internetsiz kalma pek çok kişide bir korku haline gelmiştir.
Kişinin internet bulunmayan bir ortamdan kaçınması ya da kendi internetinin kesintiye uğraması durumunda verdiği aşırı tepki nettlessfobinin belirtisidir. Yüz yüze iletişimden kaçınan ya da oluşturduğu sanal kimlik ile daha mutlu olan kişilerde bu dijital hastalık kendisini gösterir.
İnternet yoksunluğu yaşayan kişi vaktini nasıl geçireceğine dair herhangi bir fikre sahip değildir. Bunun yanı sıra internetin yokluğu kişide yoğun bir kaygı ve stres oluşturur. Bu nedenle bu kişiler internetin mevcut olduğu yerlere öncelik verir.
Siberkondri
Tıbbi arama paranoyası olarak adlandırılan siberkondri; kişinin hissettiği rahatsızlıkları internette araştırıp kendisine teşhis koyması durumudur. Fiziki ya da psikolojik rahatsızlıklarının belirtilerini kişi internette sorgular, karşısına çıkan sonuçlara göre kişi kendisinde alakası olmayan bir hastalığın var olduğunu düşünür.
Sağlık kuruluşuna danışmak yerine internete başvurmayı seçen kişiler yanlış yönlendirmenin sonucu kendisine uygun olmayan bir tedaviye başlar. Bu nedenle vücuduna zarar verebilir. Ancak doktorun koyabileceği teşhisleri arama motoru yardımıyla kendisine koyan bu kişiler siberkondri olduğunun pek bilincinde değildir. İnternettin sunduğu bilgi birikiminden bu açıyla faydalanmak kişiye doğru gelir.
Fakat bu yanlış ve dijital hastalıklar arasında ciddi bir sorun olarak yer alan bir rahatsızlıktır.
MySpace Taklitçiliği
İnternetin sunduğu sanal iletişim imkanı bazen gerektiği gibi kullanılmaz. Sosyal medya platformlarının varlığı bunun en büyük kanıtıdır. Kişilerin kendileri gibi davranmadığı, yeni bir kimlik oluşturdukları ve onu benimsedikleri sosyal medyada fazlasıyla gözlemlenen bir durumdur. Dijital bir hastalık olan bu sorun MySpace taklitçiliği adını alır.
Dijitalde kendisine yeni bir kimlik oluşturan ve kendisi dışında biriymiş gibi davranan kişilerde bu rahatsızlık mevcuttur. Kimliğini gizleyerek yeni bir kişilik inşa eden kullanıcılar internette, özellikle sosyal medyada oldukça fazladır. Fake yani sahte hesaplar oluşturarak bu platformlara dahil olan bireyler farklı biri gibi davranarak kitle içindeki yerini alır.
Diğer dijital hastalıklardan çok daha belirgin olan bu hastalık çok fazla kişide olduğu için göz ardı edilir. Ancak dijital dünyada başka bir kişiymiş gibi davranmak psikolojik boyutlara varan bir problemdir.
Dijital imkanların neden olduğu hastalıklar kişinin sağlığını ve sosyal hayatını olumsuz yönde etkiler. Kişinin içine kapanmasına, dijitale bağımlı olmasına sebep olan bu rahatsızlıklar müdahale edilmediği sürece hayatın bir parçası olmaya devam eder.
Kaynakça:
Dijital Hastalıkların Tespitinde Etik Bir Model Önerisi
Karadağ, Gökmen, Dijital Hastalıklar, Der Kitabevi Yayınevi, 2019
Teknolojinin Getirdiği Yeni Hastalıklar: Nomofobi, Netlessfobi, FoMO