Kültür Endüstrisi, bireyin günlük yaptığı faaliyetlerin devamlılığını gözeterek bir kültür oluşturan ve aynı zamanda bu sistemi eleştiren bir kuramdır. Theodor W. Adorno ve Max Horkheimer tarafından geliştirilmiştir. Frankfurt Okulu’nun bünyesinde hayatın içerisindeki sanat ve kültür gibi soyut anlamda dokunduğumuz şeylerin metalaştırılması konusunu işler.
Hocam biraz daha açar mısınız? – Tabii ki!
Sabah saat 6:00’da güneşin ilk ışıklarıyla uyanıyorsunuz. Yoğun kavrulmuş çekirdekleriyle demlediğiniz yumuşak içimli kahvenizi içiyorsunuz ve hemen spor salonunun yolunu tutuyorsunuz. Çünkü sağlıklı bir hayat bunu gerektirir! Peki size bu bilgiyi kim verdi? Spor salonunuzun girişinde bir elinde havlu diğer elinde su şişesini tutan kartondan yapma model mi? Yoksa bir gece önce izlediğiniz sabah rutinim adlı video mu?
Kuramımız tam olarak da bundan bahsediyor. Bireyler, kapitalist toplumlarda kültürün endüstrileşmesi durumu ile bir bütünün parçası haline geliyor; bu bütünün parçası olma gereksinimine bağlı bir tüketim davranışı sergileyerek hayatlarını idame ettiriyorlar. Yani, iş günü başlamadan istikrarlı bir şekilde spor salonuna gitme aktivitesinin sürdürülmesi, hayatımızda hem sosyal bir alışkanlık hem de bir tüketim alışkanlığı halini alıyor. Bu durumun hayatımızın farklı alanlarında çeşitlilik göstermesi de spor salonu veya kafe gibi yapıların gelir sağlamasını ve varlığını sürdürmesini destekliyor.
Şimdi size soruyorum. Sizce günümüzün küreselleşen dünyasında sadece yukarıda bahsettiğim gibi elle tutulur gözle görülür yapılar mı bizi bir bütünün parçası olmaya yöneltiyor? Bu soruyu irdelemek adına biz bu yazımızda konu başlığımızı sosyal medya mecraları üzerinden ele alacağız. Kültür Endüstrisi tüketimi davranışının telefonumuzdaki içerik üretilen uygulamalar üzerinden yeniden üretildiğine ve bununla birlikte kapitalist toplumsal yapının devamlılığını sağladığına değineceğiz.
Kültür Endüstrisi Bağlamında YouTube ve Instagram
Tiktok dansları, Instagram için çekilen fotoğraflar Kültür Endüstrisi bağlamında değerlendirilebilir mi? Nasıl değerlendirilebilir?
YouTube’da takip ettiğiniz bir içerik üreticisi var, diyelim ki bu içerik üreticisi kendi günlük hayatını paylaşıyor, videonun başlığında cafe-hopping terimini görmüş olabilirsiniz. Bu terim kişilerin bir gün içerisinde bir kafeden diğerine geçerek vakit geçirmelerini ifade ediyor. Üretilen içerik genelde mekânın ne kadar estetik olduğuna, mekandaki hamur işinin lezzetine ve personelin güler yüzlülüğüne vurgu yapıyor. İçerik üreticisiyle beraber kafeden çıktığımızda yol üzerinde bir çiçek tezgâhı görüyoruz. Ne kadar da güzel, rengarenk çiçekler! O sırada bize huzur veren bir şarkı çalıyor kulağımızda. Siz de böyle bir gün yaşamak istemez miydiniz? Neden olmasın! Ertesi gün alıyorsunuz elinize 35 mm’lik fotoğraf kameranızı ve bir kafenin yolunu tutuyorsunuz. Günün sonunda izlediğiniz videodaki gibi bir gün geçirdiniz ve 200 TL kadar bir harcamanız oldu.
Fark ettiyseniz siz bir içeriği tükettiniz, kahve içerek bir tüketim davranışı sergilediniz ve 35 mm’lik kameranızla çektiğiniz fotoğrafı Instagram üzerinden paylaşarak en baştaki davranışı yeniden ürettiniz. Toplumdaki birçok kişi bunu yapmaya devam ettikçe kafe sahipleri iç mekân tasarımlarına daha fazla bütçe ayırdılar, kendi sosyal medya hesaplarını açtılar ve şimdiye kadar deneyimlediklerinizden daha fazlasını vaat etmeye başladılar. Böylece hepimiz sonsuza dek mutlu yaşadık… mı? Belki evet, belki hayır. Ancak hepimiz tüketim davranışımızı günlük hayatın içerisinde bir bütünün parçası olarak devam ettirdik. Böylece farkında olmasak bile kullandığımız uygulamalar bizi bir davranış dizisine ve yaşam tarzına yönlendirdi.
Biz yazımızda bu döngünün nasıl gerçekleştiğine ve bununla birlikte toplum içindeki belli yapıların nasıl devamlılığının sağlandığına tıpkı Adorno ve Horkheimer’ın yaptığı gibi kültür endüstrisi konusuna eleştirel bir gözle baktık. Siz hangi davranışlarınızın bu bağlamda değerlendirilebileceğinizi düşünüyorsunuz? Yudumladığınız her kahvede bizi anımsamanız dileğiyle! Yazımızı da kahvenize eşlik edecek birisiyle paylaşmayı unutmayın!