Filozoflar, çok eski tarihlerden itibaren gerek düşünce yapıları gerek kuramlarıyla günümüzde dahi insanlığa ışık tutmaya devam etmektedirler. Öyle ki birçok filozofun kuramları; eğitim, ekonomi, iletişim, siyasi ve yönetim biçimi gibi birçok alanda kullanıma açıktır. Hatta modern dünyanın düşünce sisteminin de yine filozofların fikirlerinden yola çıkılarak oluşturulduğunu söyleyebiliriz. Özellikle Platon ve Aristoteles gibi ünlü düşünürlerin fikirleri insan merkezli olduğu için popülerliğini yitirmez. Elbette birçok filozofun fikirleri, insanlığın düşünce ufkunu geliştirir. Ancak Aristoteles’in, insan iletişimi üzerine oluşturduğu kuramlarla birçok filozofa göre daha fazla adından söz ettirdiğini söylemeliyiz. Özellikle ikna sanatı olarak ifade edilen retorik kuramı bunun en başarılı örneklerindendir.
Hem Aristoteles’in insan üzerindeki düşüncelerini anlamak hem de retoriğin kullanım alanlarının farkına varmak için Aristoteles’in retorik kuramı neymiş beraber inceleyelim.
Retorik Nedir?
Genel olarak ‘ikna sanatı’ şeklinde kullanılan retorik için bu ifade yetersizdir. Çünkü ikna etmenin birçok yolu vardır. Retorik ise ikna etmenin güzel söz söyleme sanatıyla gerçekleştiğini savunan bir kuramdır. Ayrıca savunmakla sınırlı kalmayan, güzel söz söylemenin kurallarını ve alternatiflerini de araştıran bir bilim dalıdır. İlk olarak Antik Yunan’da ortaya çıkan retorik, beraberinde birçok tartışmayı da hareketlendirdi. Tıpkı günümüzde olduğu gibi fikir çatışmaları Antik Yunan’da da çok sık rastlanan bir durumdu. Özellikle birçok filozofun yetiştiği bir coğrafyayı düşünürsek fikir çatışmaları oldukça olağan bir durumdur.
Retorik üzerine yapılan en olumsuz yaklaşım Platon’dan gelmiştir. Platon, retoriğin kullanımında zayıflıklar görür. Güzel sözler eşliğinde yapılan ikna çalışmalarının, yanlış kararlar alınmasına neden olduğunu düşünür. Hatta bu duruma örnek olarak Sokrates’in idam edilmesini gösterir. Yöneticilerin retoriği kullanmasını asla uygun bulmaz bu nedenle de devlet yönetimi hakkındaki düşüncelerinde retoriğe yer vermez.
Dönemin diğer büyük düşünürü Aristoteles ise retoriğe platon kadar olumsuz yaklaşmaz. Retorikten tamamen vazgeçmek yerine kullanımın alanlarına yoğunlaşır. Retorikten yararlanma ve retoriği geliştirme yollarına odaklanır. Tarihte de retorik kuramı üzerine Platon ve Aristoteles’in bu farklı görüşleri yer alır. İki filozof tarafından farklı değerlendirilse de Aristoteles, retoriği geliştirecek ve kullanıma sunacak alternatifler hazırlar.
Retorik Kuramının Çeşitleri
Aristoteles’ göre ikna etme noktasında kanıtlardaki açığı kapatmak için retoriği kullananların kanıt sunmaları gereklidir. Sunulan kanıtlar hakkında ise kişiler, geniş bilgi birikimine sahip olmalıdır. Sadece kanıt sunmak da değil kanıtlarını açıklama ve inandırma tarzına hâkim olmalıdırlar. Dikkat edilecek bu unsurların yanında retorik kuramının üç çeşidi vardır:
- Politik Retorik: Politik iletişimle de bağlantı kurabileceğiniz bu çeşit, daha çok kişinin söylemleri ile davranışlarının uygunluğuna bakar. Konuşmacının dinleyicileri anlattığı konular üzerinden harekete geçirmesi beklenmektedir. Konu olarak toplumu ilgilendiren unsurlar öne çıkar. Ayrıca konuşmanın zaman akışı ise geleceğe yöneliktir.
- Adli Retorik: Hukuki alanlarda kullanılan bu çeşidindeyse ikna kabiliyeti yasalar üzerinden yansıtılmaktadır. Konuşmacı adli retoriği kullandığında iyi ve kötü ayrımı yapabilen etik alanlara uyum sağlamalıdır. Yasaların üstünlüğü korunduğu gibi zaman akışı da geçmiş bağlantılarıyla sağlanmaktadır.
- Törensel Retorik: Son olarak retoriğin erdem üstünlüğü ile sağlandığı bir uygulama biçimidir. Konuşmacı, erdemlerden hareketle onur ve ahlak üzerinden över. Bir tarafta övgüler yapılan diğer tarafta da tam tersini temsil eden eleştiren bir kişilik vardır. Konu bütünlüğü erdemlerden sağlanırken zaman akışı ise şimdiye odaklıdır.
Aristoteles’e Göre Retoriğin Unsurları
Yukarıdaki çeşitler Aristoteles’in düşünce panelinde şekillendiği gibi yine kendisinin oluşumu olan retoriğin üç temel unsuru vardır. İkna sanatında kullanılması için belirlediği bu üç unsurun retorik çeşitlerinde de kullanılması uygundur.
- Logos: Mantık ekseninde şekillenen, aklı temsil eden bu unsur; konu ve anlatılış biçimini mantık kurallarıyla sınırlandırır. Karşıdaki ikna etmenin yolu da yine akıl süzgecinden geçer.
- Ethos: Konuşma, akıl ve ahlak olarak iki değerin birleşmesiyle gerçekleşir. Sadece akıl ile savunulan düşünceler karşı tarafı ikna edemez. Aynı zamanda ahlaki kurallarla da bütünlük sağlamalıdır.
- Pathos: Son olarak duygunun öne çıkarıldığı bu unsur, konuşmanın heyecanına odaklanır. Akıl ve ahlak konuşmacının takınması gereken erdemlerdir. Ancak konuşmacının ikna etme sanatını uygulaması için karşısındaki dinleyicileri de heyecana getirmesi önemlidir.
Aristoteles bu üç unsur üzerinde durarak retorik kuramını geliştirmiştir.
Retorik Kuramının İş Hayatına Etkileri
Aristoteles’in geliştirdiği bu retorik kuramındaki unsurlar, genel olarak iletişim öğelerine de hitap etmektedir. Açıklayacak olursak logos mesaj, pathos alıcı ve ethos da kaynak olur. İletişimin güçlü yanlarının kullanılmasını tetikleyen bu unsurlarla iş hayatınızda etkili bağlar oluşturabilirsiniz. Çalıştığınız sektör her ne olursa olsun çalışma hayatında ikna etmenin ne denli önemli olduğu düşünülürse faaliyete geçirmekte fayda vardır.
Özellikle dijital platformlarda birçok kullanıcı kitlesine ulaşmak ve görünürlük kazanmak için retoriğin unsurlarından, çeşitlerinden yararlanabilirsiniz. Ancak dijital dünyada ikna sanatını kullanmadan önce dijitalin diline hâkim olmak önemlidir. Çünkü siz istediğiniz kadar retoriğin unsurlarından yararlanarak içerik üretseniz de görünürlük kazanmak için gerekli şartları sağlamadığınızda çalışmalarınız boşa gidecektir. Bu nedenle dijital pazarlama şirketleriyle etkileşime geçerek oluşturduğunuz retorik sanatını en iyi şekilde dijitale taşıyabilirsiniz.
Kaynak Makaleler;
Aristoteles’in Retorik Teorisi: Politik Yaşamı Savunmak
Platon İle Aristoteles’in Retorik Anlayışlarının Karşılaştırılması